Kelimenin tam manasıyla ‘beynim akıyor.’
‘İki senedir hasta olmuyorum’ diye ortalarda gezinen ben
bir bakmışım gribe yakalanmışım. Grip deyip geçmemek lazım. Seviyeleri var. MazAllah en üst seviyesine
yakalandın mı ne yatabiliyorsun ne de oturabiliyorsun. Allah düşmanımın başına
vermesin.
Doğal olarak yeni yıla da hasta girmiş oldum. ‘yeni yıla
nasıl girersen öyle geçermiş’ hurafesine her ne kadar inanmasam da bu hastalık
geçmezse diye korkmadım değil. Bir hafta bile gözümde büyüdü şu an. Kaldı ki bu sene malum SON sınıfız. Hasta
olmayı geçtim aldığımız nefesi bile boşuna harcamamamız lazım(mış). Amma
velakin ne yaparsan yap her şey olacağına varıyor. Mesela ben geçen haftadan bu
yana bugünü bekliyordum, evde kalıp eksiklerimi tamamlamak için güzel bir
fırsat diye düşünüyordum kiiii evdeki hesap çarşıya yine uymadı.
Hastaysan ders çalışmayı dene bakalım da gör başına
gelecekleri. ‘amaaan hasta hasta çalışılmaz iyileşiyim öyle çalışırım’
psikolojisini yenip dersin başına otursan bile (kolay kolay oturamazsın da
diyelim ki oturdun) soruyu defalarca okumaya maruz kalıyorsun. Onu da geçtim
beynin sanki sıvılaşmış da kitabın üstüne yavaş yavaş akıyormuş, birazdan pat
diye önüne düşüverecekmiş hissine kapılıyorsun.
Ders çalışma badirelerini atlatıp çalışamayacağımı anladığım
an en iyisi kitap okuyayım dedim. Aç parantez. Elif Şafak ‘Baba ve Piç’
okuyorum. Çok farklı gidiyor. Bazı arkadaşlarım adından dolayı bu kitabı
okumayı reddetse de okumalarını isterim doğrusu. Kapa parantez. Ama anladım ki
kitap okumanın da ders çalışmaktan farkı yok. Yani kitap okuma hayalim de suya
düştü.
Ders çalışmıyorsun ama vicdanın sızlıyor, kitap
okuyamıyorsun için gidiyor. Bir de bunların yanı sıra hiçbir işe yaramıyormuşsun
hissi sarıyor insanı. Sonra bir de telefonda arkadaşım ‘ergenliğe yeni girmiş
erkek sesine’ benzetti sesimi. Dedim çok sağ ol çok moral oldun J
Şimdi yapabileceklerim arasına film izlemek, müzik
dinlemek, sevdiğim blogcuları didik didik okumak gibi aktiviteler var. Diyeceksiniz
ki ‘kore dizileri izlemek için can atıyordun al sana fırsat!’ ben de diyorum ki
ben sadece Lee Min Ho izliyorum. Onun son dizisini de yeni bitirdim. Ayrıca bir
diziyi bitirdikten hemen sonra yeni bir diziye başlayınca öncekine ihanet
etmişim gibi geliyor. Aradan zaman geçmeli diye düşünüyorum.
Bu arada bence gribin tek çaresi dinlenmek. İlaçlar falan
hikaye. Tabi kullanmak lazım kullanıyorum da ama ilaç yerine daha etkili
çözümlerimiz var Türk halkı olarak. Ebeler ilacı’gillerden olan meyve çayı
mesela. Annem diye demiyorum çok güzel yapar. Daha dün bir arkadaşa tarifini
verdik. Anneciğime buradan selamlar J
‘Hastasın ama maşAllah parmaklar sağlam.’ Dediğinizi
duyar gibi oluyorum. O yüzden satırlarımı burada sonlandırıyorum. Sürç-i lisan
ettiysek affola.
Mutlu yıllar! J
Hasta olmak virüslerden arınmak için güzel bir vesile olabilir.
YanıtlaSilE köşesin o zaman, 2014'e daha sağlıklı giriyorsun ;)